Published on Aralık 12th, 2020
024 yıl önce katledilen Önerarı’nın failleri bulunamadı
Diyarbakır’da 24 yıl önce gözaltına alındıktan iki hafta sonra Adıyaman’da cansız bedenine ulaşılan Mahmut Önerarı’nın failleri hala bulunamadı.
Kayıp yakınları ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi’nin her hafta düzenlediği “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” eyleminin 618’incisi, pandemi önlemleri kapsamında alınan sokağa çıkma yasağı dolayısıyla internet üzerinden online gerçekleştirildi. Her hafta bir kayıp hikayesinin anlatıldığı eylemde, bu hafta 8 Aralık 1996’da gözaltına alındıktan sonra 23 Aralık’ta cansız bedenine ulaşılan Mahmut Önerarı’nın faillerinin yargılanması istendi.
Önerarı’nın hikayesini İHD Diyarbakır Şubesi Kayıp Komisyonu Üyesi Fırat Akdeniz aktardı.
‘SİVİL POLİSLER TARAFINDAN KAÇIRILDI’
Lice’de yaşayan Mahmut Önerarı’nın köyüne yapılan baskınlar sırasında
sık sık gözaltına alındığı için Diyarbakır’a yerleştiğini söyleyen
Akdeniz, Önerarı’nın Lice-Diyarbakır arasında dolmuş şoförü olarak
çalıştığını belirtti. 8 Aralık 1996 tarihinde çalıştığı yere gelen sivil
polisler tarafından hakkında şikayet olduğu gerekçisi ile Önerarı’rı
gözaltına almak istediklerini ifade eden Akdeniz, “Sonra da darp
edilerek 21 AV 305 plakalı beyaz renkli bir araca zorla bindirilerek
gözaltına alındı. Sivil polisler tarafından gözaltına alındığına orada
bulunan ve onunla ailesini tanıyan yolcular da tanıklık etti. Olaya
tanıklık edenler Mahmut’un ailesini arayarak yaşananları anlattı.
Mahmut’un babası savcılığa giderek oğlunun nerede tutulduğunu öğrenmek
istedi ancak dilekçesi savcılık tarafından alınmadı” dedi.
İŞKENCE İLE KATLEDİLMİŞ
Ailenin daha sonra Emniyet Müdürlüğüne giderek oğullarının gözaltına
alındığını öğrendiğini kaydeden Akdeniz, ailenin tüm ısrarına rağmen
Mahmut Önerarı ile görüşemediğini aktardı. Önerarı’nın gözaltına
alınmasının ardından 23 Aralık günü Atilla Korkmaz isimli bir başka kişi
ile birlikte Adıyaman’da cansız bedenine ulaşıldığını dile getiren
Akdeniz, “Uluslararası Af Örgütünün 8 Ocak 1997’de yayınladığı bir
rapora göre Mahmut ve Atilla’nın elleri ve ağızları bantlanmıştı.
Mahmut’u teşhis eden babası, bedeninde morluklar ve boynunda iple
boğulduğunu gösteren izler olduğunu gördü” diye belirtti.
BAŞVURULARDAN SONUÇ ALINAMADI
Ailenin olayın hemen ardından Diyarbakır Emniyet Müdürlüğüne ve
Cumhuriyet Başsavcılığına başvurduğunu kaydeden Akdeniz, “Akabinde İnsan
Haklarından Sorumlu Devlet Bakanı Lütfü Esengün’e başvuruda bulundu.
Ancak hukuki girişimlerden hiçbir sonuç alınamadı. Olay tarihinde Rıdvan
Güler, Diyarbakır Emniyet Müdürüydü” diye konuştu.