Kadın

Published on Kasım 6th, 2020

0

“Bakanlığın bütçesi kadınların derdine deva değil”

Demokrasi İçin Birlik, Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda tartışılan Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın bütçesine ilişkin açıklamasında “Bakanlık bütçesi, kadınların, işçilerin, yaşlıların, engellilerin, nefret söylemine maruz kalan LBGTİ bireylerin dertlerine deva değil” dedi.

Demokrasi İçin Birlik (DİB), Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda tartışılan Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın bütçesine ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Açıklamada, “İktidarın cinsiyetçi ve hak temelli olmayan yaklaşımının sonucunda bütçe kadına yönelik şiddetle mücadele, bakım hizmetlerini kamusallaştırma ve erişilebilir hale getirmeye değil, bakım hizmetini kadınların üstüne yükleyen para yardımlarına ayrılıyor” denildi.

DİB’in açıklaması şöyle:

“Hak temelli yaklaşım yok”

“Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı birleştirildiğinden emekçiler kadınlar, sosyal politikalar gibi ayrı ele alınması gereken sorun alanları bir torbaya kondu. Bu da başlı başına sorun kaynağı. 

“Hazine ve Maliye Bakanlığından sonra en yüksek bütçesi olan bakanlık bu. Ancak bakanlık bütçesi, kadınların, işçilerin, yaşlıların, engellilerin, nefret söylemine maruz kalan LBGTİ bireylerin dertlerine deva değil. Bakanlık bütçesi, hiçbir grup için hak temelli yaklaşım barındırmıyor. 

“Kadınlar açısından, bakım emeğini kamusal bir hizmet olarak sunmak yerine ev içinde kadınlara yüklemeyi tercih edilmiş. Bu tercihin sonucu olarak bütçede şiddetle mücadeleye, kamusal hizmetlere kolay ücretsiz erişimi sağlayacak önlemlere kaynak ayrılmıyor.

“Toplumsal tepkiyi bastırmaya çalışıyor”

“Bütçenin ağırlıklı bölümü yoksulluk ve bakım ihtiyacını karşılayacak para yardımlarından oluşuyor. Yaşlı bakımında uzmanlaşmış kamu kurumlarının, engellilere yönelik rehabilitasyon ve bakım merkezlerinin veya kadınların şiddete uğradıklarında destek alabilecekleri sığınakların yerine sosyal yardım ve ev içi bakım emeğine yüklenilmiş. 

“2019 yılı bütçesinde bakanlık bünyesinde sosyal yardımlara ayrılan kaynak 55 milyar lirayken, 2020 bütçesinde bu tutar 69,5 milyar liraya çıkarıldı. 

“İktidar, neoliberal politikaların, salgının derinleştirdiği ekonomik krizin etkisiyle ortaya çıkan yoksulluk ve işsizliği sosyal yardım harcamalarını artırarak çözmeye, toplumsal tepkiyi bastırmaya çalışıyor. Bakanlık verilerine göre sosyal yardım alanların yüzde 61’ini kadınlar oluşturuyor. 

“Sosyal haklarda özelleştirme teşvik edildi”

“AKP iktidarı boyunca sağlık eğitim gibi sosyal haklarda özelleştirme teşvik edildi. Güvencesiz ve esnek çalışma yaygınlaştı, işsizlik oranı arttı. 

“Sosyal politika anlayışında hak temelli bir yaklaşıma sahip olmayan iktidar, işsizlik, yoksulluk, eşitsizlik gibi sorunlara kalıcı çözümler üretmek yerine sosyal yardımları düzenli olarak artırdı. Bu sosyal yardımlar bazen ödüllendirme bazen cezalandırma aracı olarak kullanılıyor. 

“Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) yıllık olarak yayınladığı global cinsiyet eşitliği raporuna göre, 2020 yılında Türkiye, dünya üzerindeki 153 ülke arasında toplumsal cinsiyet eşitliği bakımından 130. sırada yer alıyor. 

“2020’nin ilk 10 ayında 229 kadın öldürüldü”

“bianet’in basından derlediği veriler ise, erkeklerin, 2020’nin ilk on ayında en az 229 kadını öldürdüğünü ortaya koyuyor. Yine aynı verilere göre erkekler 122 kadını taciz etti, 226 çocuğu istismar etti, 79 kadına tecavüz etti, en az 715 kadını seks işçiliğine zorladı, en az 670 kadına şiddet uyguladı. 

“Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi’nin (DİSK-AR) Haziran ayında yayınladığı ‘Covid-19 Döneminde Kadın İşgücünün Görünümü Raporu’, Covid-19 etkisiyle geniş tanımlı kadın işsizlik oranını yüzde 45,3 (5 milyon 219 bin) olarak gösteriyor. 

“Bunun da ötesinde ayrımcılığa uğrayan göçmen kadınlar sistemli olarak erkek şiddetine, zorla evlendirilmeye ve insan ticaretine maruz kalıyor. Salgın kadınlar için daha fazla şiddet, daha fazla sömürü ve daha fazla yoksulluk getiriyor.

“İstanbul Sözleşmesi’nden geri adım atıldı”

“Ama aileyi temel alan muhafazakar, dinci politikalar ve neoliberal tercihler sonucunda kadınlar bakım hizmetlerine ya da güvencesiz esnek iş alanlarına yönlendiriliyor. Kaynak bölüşümünde bu durum gözetilmek yerine, iktidar tarafından İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma tartışmaları gündeme getirildiyse de kadınların mücadelesi sonunda şimdilik geri adım atıldı. 

“Kadınlar ve erkekler arasındaki eşitsizliği varsayan toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeler kamu kaynaklarının bölüşümünde bu anlayışa göre hareket ediyor. Yani kadınların eşitsizlikten kaynaklanan sorunlarının çözümü için kaynak aktarılıyor. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için temel adımlardan biri de bu.

“Ama niyet kadını köleliğe, yoksulluğa, şiddete ucuz ya da görünmeyen emek olmaya mahkûm etmek olursa, bütçe de tam böyle olur.”

(Bianet)

Tags: ,


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑