Published on Kasım 18th, 2020
0Çepni: Arap sermayeli Kanal İstanbul bir ihanet projesidir
En büyük payı Arap sermayesinin kaptığı Kanal İstanbul projesinin, bir suç ve ihanet projesi olduğunu söyleyen HDP milletvekili Çepni, projeyle insanların sularını, orman ve tarım arazilerini kaybederek işsizlik sorunlarıyla karşı karşıya kalacağı uyarısında bulunarak, iktidara bilim insanlarına kulak verin çağrısında bulundu.
Meclis Genel Kurulda, Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin görüşmeleri devam ediyor.
Teklife ilişkin genel kurulda konuşan HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni, Kanal İstanbul Projesiyle ilgili tartışmaların uzun süredir devam ettiğini ve kapalı kapılar ardında yürütülen bir talan projesi olduğunu söyledi.
Sorgulanması gereken bir proje olduğunu belirten Çepni, proje alanındaki arsa hareketliliğe dikkat çekerek, “Şimdi, bu proje tam olarak nedir? Buna bizim epeyce bir zamandır bir yanıtımız var: Bu proje bir emlak projesi, bu proje bir talan projesidir. Bakın, 2011’den bu yana arsa hareketi 30 milyon metrekareyi bulmuş yani 2011’den beri bu projeye bağlı olarak alanda ciddi bir hareketlilik var. Bu 30 milyon metrekare Beyoğlu, Bayrampaşa ve Gaziosmanpaşa ilçelerinin büyüklüğü kadar bir alanı ifade ediyor” dedi.
EN BÜYÜK PAY ARAP SERMAYESİNİN
Projeyi hareketlendiren Arap sermaye guruplarına dikkat çeken Çepni,
rant için hazırlanmış arazilerin üç sermaye grubu etrafında
oluşturulduğunu vurgulayarak, “Bakın bu hareketlilikte en çarpıcı olan
şey ise tabii ki bizi yanıltmayan bir gerçek ise 3 tane büyük şirket. Bu
2011’den bu yana gerçekleşen harekette 3 tane büyük şirket göze
çarpıyor. Bunlar kim? Kuveyt, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap
Emirlikleri. Arap sermayesine yani yerli sermayeye ek olarak daha büyük
bir payı… Arap sermayesi buraya gelmiş, buradaki rantı önceden görmüş ve
buraya yatırım yapmış. Ucuza kapattığı arsalar bugün paha biçilemez
orana ulaşmış” hatırlatmasında bulundu.
GERİ DÖNÜLMEZ FELAKET UYARISI
Kanal İstanbul projesiyle hukuku hiçe sayarak insan hakları suçu
işlendiğini belirten Çepni, projenin yaşama geçirilmesiyle geri dönülmez
doğal felaketlere yol açacağı uyarısında bulunarak, “Peki, bu gerçek
ortadayken biz Kanal İstanbul Projesi’nin nesini tartışacağız? Her şey
gün gibi ortada; bu proje halkın, doğanın olanaklarının, doğal
varlıkların yabancı sermayeye peşkeş çekilmesi projesidir. Dolayısıyla
bir suçtur, bir doğa suçudur, bir insan hakları suçudur. Şimdi, bu
projeyle 6 milyon kişinin su ihtiyacını karşılayan Sazlıdere Barajı yok
olacak arkadaşlar. Terkos Gölü’nün tatlısu kaynakları denizle
birleşecek, 14 bin 400 hektar orman arazisi yok olacak, 287 hektar
muhafaza orman kaybedilecek, 394 bin ağaç kesilecek, 20 bin futbol
sahası büyüklüğündeki tarım alanı yok olacak, en az 300 çiftçi aile
işsiz kalacak, yılda 200 bin ton buğday üretimi son bulacak” sözleriyle
tepki gösterdi.
BİLİM İNSANLARINA KULAK VERİN
Yaklaşık 140 milyar TL bütçeye sahip olduğu ileri sürülen Kanal İstanbul Projesi’nin, kentsel dönüşüme ayrılan bütçenin 7 katına denk gelen bir miktar olduğunu kaydeden Çepni, bu parayla 150 yataklı 1650 hastane ve İstanbul’daki bütün ilk ve orta öğretim okullarının yeniden inşa edilebileceğini söyledi. Kanal İstanbul Projesiyle ilgili tartışmaların zamanlamasına dikkat çeken Çepni, iktidarı şu cümlelerle eleştirdi: “Peki, bu tartışma ne zaman yapılıyor? Deprem koşullarının işte özellikle İzmir depreminden sonra çok güncellendiği koşullarda, İstanbul depreminin alarm verdiği koşullarda gerçekleşiyor. 7,5 büyüklüğündeki bir depremde 48 bin binanın yıkılacağı söylendiği koşullarda gerçekleşiyor. 194 bin binanın orta ve üstü hasar göreceği koşullarda gerçekleşiyor. İşte, AKP iktidarı halkın ve doğanın yararına politikalar üretmek yerine; bir avuç sermayenin yararına projeler, programlar geliştirmekle meşgul. Bu bir ihanet projesidir. Biz, ekoloji örgütleriyle, İstanbullular ve tüm dünyayla birlikte karşı çıkmaya devam edeceğiz. Çünkü bu alanlar bir dünya mirası aynı zamanda… Halkın bütçesinin ve dünya mirasının sermayeye peşkeş çekilmesi meselesi var. Biz, bu konuda tarafız, Kanal İstanbul Projesinden derhâl ve derhâl vazgeçilmeli, ekoloji örgütleri ve bilim insanlarına kulak verilmelidir.”
(ETHA)