Sömürgecilik

Published on Haziran 10th, 2022

0

Kobanê davası: İktidara yaranacaksanız verin hemen kararı

Kobanê davasının 13. duruşmasına savcı, tutsak siyasetçilerin tutukluluğunun devamı yönünde mütalaa verdi. Mütalaaya karşı söz alan Ölbeci, markete giderken İstanbul’un göbeğinde gözaltına alındığını hatırlattı ve şu soruyu sordu: “Nasıl yurt dışına çıkarken yakalandığım söylenebilir? Bu bile savcının ve mahkeme heyetinin bize karşı besledikleri düşmanlık ve kinin göstergesidir.”

IŞİD saldırılarına karşı başlayan protestolar gerekçe gösterilerek aralarında HDP önceki dönem Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş ile MYK üyelerinin bulunduğu 21’i tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê kumpas davası 13’üncü duruşması, 7’nci gününde Sincan Hapishane Kampüsünde görüldü. Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen davaya parti yöneticilerimiz ile çok sayıda avukat katıldı.

Bugünkü oturumun başında savcılık tutsak siyasetçilerin tutukluluk hallerinin devamı yönünde mütalaa verdi. Savcı, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel’in Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) tutukluğuna dair yaptığı başvurusuna, “tutukluluk süresi makul” gerekçesiyle gelen ret cevabını gerekçe gösterirken, tüm tutuklu siyasetçilerin, üzerilerine atılan suçları işlediklerine dair kuvvetli suç şüphesi olduğu gerekçesiyle tutukluluk hallerinin devamını talep etti. Ayrıca adli kontrol kararları bulunan siyasetçilerin de tedbir kararlarının devamını talep etti.

ÖLBECİ: MARKETE GİDERKEN ALINDIM NASIL YURT DIŞINA ÇIKARKEN YAKALANMIŞIM
Mütalaaya karşı ilk olarak söz alan Zeynep Ölbeci, savcının mütalaada kendisinin yurt dışına kaçarken yakalandığını iddia ettiğini hatırlatarak, “Ben markete giderken İstanbul’un ortasında gözaltına alındım. Nasıl yurt dışına çıkarken yakalandığım söylenebilir? Bu bile savcının ve mahkeme heyetinin bize karşı besledikleri düşmanlık ve kinin göstergesidir” dedi.

ATA: KARŞIMIZA ÇIKARDIĞINIZ GİZLİ TANIĞIN MASKESİ DÜŞECEK
Ayla Akat Ata da savcının mütalaasına tepki gösterdi. “Kürt kadınlar ülkeyi yönetenlerin korkulu rüyasıdır” diyen Akat Ata, “Bu ülkeyi yönetenler bizi çok iyi tanır çünkü hepimizi dinlemişler. Otuz tane dinleme klasörü var. Hangi birinde illegalite var. Biz kalpazanlık ya da uyuşturucu işi yapmıyoruz. Bizim derdimiz var, barış için özgürlük için çalışıyoruz ancak geçenlerde Şırnak Silopi’de bir kadın Özel Harekât Ocakları Derneği Şırnak İl Başkanı tarafından katledildi. Bu yapıların isimleri değişiyor, başka şehirde başka bir isim alıyor ama faaliyetleri aynı. SADAT’ın sitesinde yazanlara bir bakın. Biz mi legal görünüm altında illegal çalışma yürütüyoruz. Eğer illegal yapı aranıyorsa bu yapılar kendilerini hiç saklamadan kamuoyunda kendilerini deklare ediyor. Kürt kadınlarının herkesin maskesini düşürecek gücü var. Bizim karşımıza çıkardığınız gizli tanıkların bile maskesini düşürecek güce sahibiz. Bizim karşımıza çıkardığınız gizli tanıkların bile maskesini düşürecek güce sahibiz çünkü yaptığımız her şey şeffaf ve açık. Neyin ne olduğunu çok iyi biliyoruz” ifadelerini kullandı.

DEMİRTAŞ: OLAN KÜRTLERE OLUYOR
“Elimizden geldiğince hukuksuzlukları kayda geçirmeye çalışıyoruz. Mahkemenizi yasalara davet etmek için çağrı yapmıyorum” diyen önceki dönem Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş, “Sadece kayda geçiriyoruz. Mütalaanın kendisi hukuksuzlukta nasıl sınır aşılır, onun göstergesi. Neden bunu yapıyorsunuz? Kamuoyu bu davayı izliyor ama en çok Saray izliyor. Her grup toplantısında Devlet Bahçeli illaki ismimizi geçiriyor, hakaret ediyor. Unutmamak için. Cumhur İttifakı halkımıza karşı işlenen suçların ortaklığıdır. Bu yargılama da ağır suçlarından biridir” ifadelerini kullandı. Demirtaş şöyle devam etti: “7 Haziran’ın yıl dönümündeyiz. Ne olduğunu tekrar hatırlayalım. 7 Haziran’da HDP olarak bütün saldırılara rağmen yüzde 13,2 oyla Meclis’e girdiğimizde AKP artık tek başına iktidar olamadı. Devlet Bahçeli ‘Kürtler çok oldu. Kürtler aldıkları oyla siyaseti belirleyecek duruma geldi’ diyerek Erdoğan’a şu teklifi yaptı: ‘Çözüm sürecini boz. İçeride dışarıda Kürtlerin menfaatine ne varsa boz. Biz de seni başkan yaptıracağız.’ Erdoğan bunun neden kabul etti? Çünkü Erdoğan’ın önüne konulan dosyalardan birinde Erdoğan’ın suçları da vardı. Önce Kürtlere saldırılıp sürecin bozulmasına bir alt yapı oluşturmak gerekiyordu. İktidarın diyalog niyetinden vazgeçtiğini biz hendekler kurulmadan önce fark ettik. Olayların öyle büyümesini istiyordu ki hesapları başkaydı. Koskoca ordunun birkaç mahalleyi güvenlik açısından stabil hale getirmesi çok mu zordu? Başka bir amaç vardı? Biz o zaman çözemiyorduk ama zamanla farkına vardık. Meğerse Cemaatçiler darbeye zemin hazırlamak için operasyonu büyütüyor, iktidar ise karşı hamle yapmak için çalışıyor. Olan Kürtlere oluyor.”

‘HUKUKSUZLUĞU İZLEYİN YA DA HEYETLERİNİZİ GÖNDERİN’
Savcının sunduğu bütün delillerin AİHM ve AYM tarafından çürütüldüğünü aktaran Demirtaş “Burada saydığınız bütün delilleri her yerde çürüttük. Böyle bir mahkemede biz yasa falan tartışıyoruz. Dalga mı geçiliyor?” tepkisinde bulundu. Savunma sınırlandırılmasını kabul etmediğini belirten Demirtaş, “Bu kararınızdan geri dönmezseniz savunmalarımıza başlamayacağız. Bu adil yargılama hakkının ihlalidir. Uzatmaya çalıştığımızı düşünüyorsanız verin hemen kararı. İktidara yarayacağını düşünüyorsanız hemen açıklayın. Tam tersi olacağını göreceksiniz. Neden seçim sonrasını bekliyoruz. Hiçbir şekilde davayı uzatma çabamız yok? Savunma hakkımızı vermezseniz burada olmamıza da gerek yok. Kendi kendinize oynarsınız” şeklinde konuştu. Demirtaş son olarak muhalefet liderlerine çağrı yaptı: “Ya bizzat gelin buradaki hukuksuzluğu izleyin ya da heyetlerinizi gönderin” dedi.

Demirtaş’ın ardından duruşmaya bugün saat 10.00’a kadar ara verildi. (ETHA)


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑