Sömürgecilik

Published on Temmuz 9th, 2023

0

MÖP tarafından Lozan Konferansı’nda yapılan Konuşması!


Kürt Enstitüsü tarafından dün Stockholm’da gerçekleştirilen Lozan Konferansı’nda Mezopotamya Özgürlük Partisi (MÖP) tarafından yapılan konuşma:

Lozan Bir şehir, Lozan’da dile getirilenler halkların 19. ve 20. yüzyıl tarihi geleceğini belirler. Lozan Şehrin de İngiliz ve Fransızların Dünya politik sistemine getirdikleri Ulus devlet Proje uygulaması hakimdi. Aynı coğrafya da birlikte yaşayan ulusların, kaderi ne olacaktı, nasıl bir gelecek onları bekliyordu. Rusya da gerçekleşen 1917 Ekim ‘Bolşevik Devrimi’ kendi bağrında yaşayan ulusların, özgür tayin haklarını garantiye almıştı. Uluslar kendi kaderlerini SSCB sisteminde temsil edebiliyorlardı. Araplar tek, tek Osmanlı sisteminden koparak, kendi ulus devletlerini inşa etmişlerdi. Artık İmparatorluklar dönemi kapanmış, Ulus devlet sistemi ile halklar kendini yönetiyordu. Bir yerde nüfus ağırlığı veya güç kimde ise, devlet sisteminin hakimiyeti ondaydı. Tabii bu durum çok ciddi bir sorundu. Bu sorun ağırlıklı olarak, Kapitalizmin hakimiyeti altında şekillenen devletlerde, kendini iyice gösterecekti. Osmanlı elinde bulunan birçok ulusu kaybederken, sadece bağrında Ermeni, Asuri/Süryani/Keldani, Rum/Pontus, Yahudi, Kürt, Ezidi ve Aleviler kaldı. Ya bunlarla ortak bir devlet sistemine gidecek, ya da tekçi zihniyete dayalı bir sistem ve ulus devlet şekillenmesine gidecekti.

Nitekim halklarla oartak yaşamı benimsemeyen, kaybettiği halkların ızdırabını Mezopotamya, Batı Ermenistan, Pontus ve Akdeniz, Ege bölgelerinde yaşayan Rum ve Yahudilerden çıkaracaktı. Bu coğrafyalar ve bu coğrafyalarda yaşayan uluslar, İnsanlık tarihine damgasını vurmuş, M.Ö. dayanan bir tarihleri var, bu tarih Dünya insanlığı tarihinde mevcuttur.. Bu halkların da diğer uluslar gibi, kendi kaderlerini tayin hakkı var. Bu hak nasıl gasp edilecek, bu halklar nasıl bir tarjedi ile karşılaşacaktı.. İnsanlık Tarihinin en lanetli zihniyeti Osmanlı İmparatorluğ-İttihat Terakki-Kemalist kesimde toplanmıştı. Tabii Kürdistan halkı olan Kürtleri, ikinci plana bırakmıştılar. Her şeyden evel, Hiristiyan, Yahudi ve Ezidi ulusların rengini, kendi zihniyetlerinden silinmeleri lazım. Böylece 1915 Seyfo/Soykırım ile 1917 yılına varınca Üç şerefsiz soykırımcı Paşa yönetiminde, İttihat Terakki ve kullandığı soysuzlarla birlikte, Kürtlerin (bir kesimi haric), ezici işbirlikçi çoğunluğu ile uzlaşarak, Mezopotamya, Batı Ermenistan, Kilikya, Pontus coğrafyalarında, Akadeniz ve Ege bölgelerinde 4.000.000 insanı öldürdü.

Geriye kalan Müslüman nüfüsü: Türk, Kürt, Çerkes, Arap, Muhalmi vb. Kürtlerin önde gelenleri, Türk yetkillerine insiyatif vermeleri üzerine, Lozan Konferansında Türk ve Kürtlerin temsili, İsmet İnönü öncülüğünde Türk heyeti. Her ne kadar Ermeni, Asuri/Süryani/Keldani, Rum/Pontus ve Yahudi nüfüsü azalmışsa, giden heyetler ulus olarak hak talebinde bulunuyorlar, onları Azınlık Hakları statüsünde resmi kayda geçiyorlar. Kürtler, Türklerin yararlandıkları haklardan yararlanackları dile getiriliyor, ayrı bir halk veya azınlık hakları diye resmi kayda da geçmiyorlar. Çünkü Türkler, işbirlikçi Kürtlerle birlikte, engel olan halkları ortadan kaldırdılar, mümkünmü Türkler Kürtlerle devleti bölüşsün veya ortak etsin. İşbirlikçi Kürtleri İslam Cihadı adı altında, Hiristiyan ulusların kıyımında kullandılar, onlara ganimet hakı, kul hakı, toprak hakı, mal hakı ve namus hakı tanıdılar. Ulus olma hakı, yada Türklerle eşit yaşam hakı tanımadılar, istedikleri an, onlara Katliam uyguladılar.1919 Ali Batte önderliğinde Haverka Ayaklanması, 1925 Şeh Sait Ayaklanması, 1938 Dersim vb. Türkler din kardeşliği adı altında, Kürtlerin birçok kesimini kullanarak, sonradan onları bir kenara attılar. Kürtlerin onurlu kesimi, Hiristiyan ulusların 1915 Seyfo/Soykırımına bulaşmadığı gibi, onlara destek oldu, onları korudu ve onlarla birlikte direndi. Bu kesim asla unutulmayacak, hep yüreklerde onurlu yerini alacaktır.

Lozan la birlikte, demir baskı yasaları ile, günümüze dek toplumlar sömürülüyor. Lozan da kabul edilen, edilmeyen bütün haklar, sözler ve belgeler rafa kaldırıldı. Tekçi Türk devlet zihniyeti ile, beyaz soykırım ve katlimalarla halklar cendere altına alındı. Asuri/Süryani/Keldani halkı, kendi dilini, kültürünü, siyasi iradesini, ekonomisini geliştirmesi gerekirken, sömürü, baskı ve zülm politikaları sonucu; kendi vatanında esir, köle muamelesi gördü, göçe zorlandı. Diğer uluslar da aynı akibete uğratıldı.

Kürtler birlikte yaşadıkları halklarla yaşamayı tercih etmeleri gerekirken, sömürgeci zihniyet politikalarına kanıp, 100 yıldır yaşamadıkları zülm kalmadı, güvendikleri Türk soykırımcı devlet zihniyetinden.

Dolayısıyla Türkiye de yaşam böyle gelişince, komşu halklara da yansıması çök kötü oluyor. Lozan da şekillenen uğursuz Türk devleti, Bölgede pozitif gelişmelerin önünü tıkadı, gericiliğin, fanatizmin, faşizmin, ırkçılığın ve başka dinlere duşmanlığı körükledi..

Lozan denilince hile, entrika ve yalaka oyunlarla Türk Irkçılığın Ulus Devlet olmasıdır.

Böylece Kürtler de gelişen Devrimci Sosyalist Mücadele sonucu, geçmişin aksine halklarla birlikte var olma, zihniyeti ön plana çıktı. Kuzey Suriye Demokratik Sisteminde bu iyice görülüyor.

Dolayısıyla Lozan Konferansında kaybolan halkların hakları, Mazopotamya, Batı Ermenistan, Kürdistan ve Anadolu halklarının ortak demokratik mücadelesi ile, yeniden gündeme gelecek ve Lozan yargılanacak..

21. yüzyılda halklar toplumsal demokrasi perspektifi ile birlikte, kendi iradeleri ile özgürce hareket edebilirler.

Mezopotamya Özgürlük Partisi (MÖP)

Tags: , ,


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑