İnsan Hakları

Published on Aralık 23rd, 2022

0

Şebnem Korur-Fincancı Davası | Gördüğüm videolarla ilgili söylediklerim bir ön tanıdır

Mahkeme Başkanı, bir sanığın olması ve 3 avukat sınırı getirilmesi nedeniyle büyük salona geçilmesi talebini reddetti.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur-Fincancı’nın yargılandığı davanın ilk duruşması İstanbul Adalet Sarayı 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı.

Duruşma başlamadan önce 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nin bulunduğu ikinci katta polis, yoğun önlem aldı.

Türkiye’nin birçok kentinden gelen hekimler ve tabip odası başkanları ise duruşmaya alınmadı.

Duruşma gecikmeli olarak başladı. 

Korur-Fincancı salona girdiğinde mahkeme salonunda alkışlar yükseldi.

3 avukat sınırı

Daha sonra duruşma kimlik tespitiyle başladı.

Kimlik tespitinin ardından Korur-Fincancı’nın avukatı Meriç Eyüpoğlu, daha büyük bir duruşma salonuna geçilmesini talep etti.

Mahkeme Başkanı, bir sanığın olması ve 3 avukat sınırı getirilmesi nedeniyle büyük salona geçilmesi talebini reddetti. 

Ardından eski İzmir Baro Başkanı Özkan Yücel, mahkeme heyetinin ret kararının hukuka uygun olmadığını ve avukat sınırlaması getiremeyeceğini söyledi. 

Mahkeme başkanının, bu kararı üzerine avukatlar salonda bulunan tüm avukatların zapta geçilmesini istedi.

Avukatlarının zapta geçilmesinin ardından Korur-Fincancı’nın savunmasına geçildi.

Jandarmanın avukatlar ile Korur- Fincancı arasına duvar örmeleri üzerine Avukat Meriç Eyüpoğlu itiraz etti.

Jandarmanın, savunma ile müvekkil arasına girdiğini belirtti ve jandarmanın aradan çekilmesini talep ettim.

Mahkeme Başkanı ‘sen’ diye hitap etti

Mahkeme heyetinin bu talebi de reddetmesi üzerine salondaki avukatlar tepki gösterdi.

Avukatlar, mahkeme heyetinin, usul sorunu yaşattığını, bu çözülmeden esasa geçilemeyeceğini belirttiler.

Mahkeme Başkanının, Şebnem Korur Fincancı’ya “sen” diye hitap etmesi üzerine yeniden gerilim yaşandı. Avukatlar mahkeme başkanının hitap şeklini düzeltmesini istediler.

Daha sonra Korur-Fincancı beyanda bulundu.

Korur-Fincancı “‘Sen” diye hitap ederek hakkımda verdiğiniz hüküm belli oluyor. 64 yaşındayım ve sizlerin yaşıtlarına hukuk fakültesinde ders verdim” dedi.

Ankara’dan İstanbul’a getirilme koşulunu anlatan Korur Fincancı, şunları söyledi: “Sağlık sorunlarım sebebiyle uçak ile getirilmem talep edildi fakat buna rağmen ring aracıyla ve kelepçeyle getirildim. İnsan hakları alanında mücadele eden biri olarak bu durum insan haklarına aykırıdır.”

“Avukatlarıma haber verilmeden basına bilgi geçildi”

Gözaltı sürecine değinen Korur-Fincancı şöyle devam etti:

“Ev aramasında yapılan algı çalışması, masumiyet karinesinin daha başında ihlal edildi. Tutuklamaya karar verildiğinde daha avukatlarıma haber verilmeden basına bilgi geçildi.”

İddianameye değinen Korur – Fincancı, savcının yetersiz tıbbi bilgisine atıf yaptı ve kimyasal silah ile ilgili gördüğü videoları hatırlattı:

“Beni kimliklerimden arındırmaya çalışıyorsunuz”

“Gördüğüm videolarından yaptığım bir ön tanıdır. Tanıya ulaşmak için de bağımsız bir inceleme yapılması gerekir. Bu, uluslararası kılavuzlarda yer alır.”

Şebnem Korur-Fincancı ayrıca “İnsan hakları ihlalleri ortaya çıktığında ilk akla gelecek isim olma kimliğimden arındıramazsınız. Ben sadece TTB başkanı değilim, hak ihlaleri alanında mücadele eden dünyada ismi anılan bir adli tıp uzmanıyım. Beni bu kimliklerden kasıtlı olarak arındırmaya çalışıyorsunuz” dedi.

MSB’nin talebi reddedildi

Savunmanın ardından Mahkeme Başkanı, dijital verilerin, sosyal medya hesaplarının incelendiğine dair raporun dosyaya eklendiğini belirtti. Milli Savunma Bakanlığı adına katılma talebinde avukatın talebi ise “Suçtan zarar gören olmadığı” gerekçesiyle MSB’nin talebi reddedildi.

Daha sonra avukat Gulan Çağın Kaleli, savunma yaptı. 

“Bütün siyaset nefret söylemlerinde bulundu”

“Şebnem Korur-Fincancı, böyle bir iddia karşısında objektifliğine, bilimsel bilgisine duyulan güvenden kaynaklı başvurulacak ilk isimdir.

“Müvekkilimiz söylediği sözlerin, hangisinin TMK 7/2’ye girdiğini savcı ve tutuklama isteyen mahkeme bize açıklayamadı. 19 Ekim’de yurtdışında olan, Medya TV’ye katılmış 7 dakikalık bir konuşma yapmış. Bir gün sonra İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, müvekkillimize hakaretler etmiş, ‘ülke düşmanı’ olarak tanımlanmıştır.

“Bahçeli’nin konuşmasının hemen ardından gözaltı oldu”

“Bir gün sonra Devlet Bahçeli, ‘tutuklanması şarttır, TTB kapatılmalıdır’ demiş. Hemen ertesi gün Cumhurbaşkanı, yargı, TTB hakkında harekete geçti. Bütün siyaset nefret söylemlerinde bulunmuşlardır. 25 Ekim’de Bahçeli ağır hakaretler etti ve Türk vatandaşlığından çıkarılmasını istedi.

“Bahçeli’nin konuşmalarının hemen ardından 26 Ekim’de müvekkilimiz gözaltına alındı. Halbuki biz müvekkilimizin Türkiye’ye dönüş tarihini ve istenildiği zaman ifade vereceğini söyledik, buna rağmen 26 Ekim sabahı saat 6.00’da evi basıldı. Savcı buna niçin ihtiyaç duydu? Savcı bütün bu hedef göstermelere kayıtsız kalamazdı ve bu nedenle gözaltı kararı verildi.”

(bianet – RT/AÖ)

Tags: , , ,


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑