Sosyalizm

Published on Nisan 6th, 2023

0

TKŞ: Ne Erdoğan ne de Kılıçdaroğlu halklarımız için seçenek değildir

14 Mayıs seçimlerinde devrimci, demokrat ve yurtseverlerin üçüncü cepheyi kuramadığını, Millet İttifakının kuyruğuna takıldığını kaydeden Komünist Devrimci Hareket (TKŞ), “Ne Erdoğan ne de Kılıçdaroğlu halklarımız için bir seçenek değildir” dedi. TKŞ, parlamento seçimlerine ilişkin ise Emek ve Özgürlük ittifakının milletvekili adaylarını destekleme çağrısı yaptı.

Komünist Devrimci Hareket (TKŞ), Kuzey Kürdistan halklarına, Suriye ve Rojavalı Kürt ve Arap göçmenlere; Türk, Kürt, Arap işçi ve emekçilere, gençlere, kadınlara ve ezilen halklara çağrı yaptı. Açıklamada şu ifadeler yer aldı: “14 Mayıs 2023’te Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da milletvekili ve cumhurbaşkanı seçimleri yapılacak. Politik islamcı faşist Erdoğan siyasi ömrünü tamamlayacak mı yoksa beş yıl daha uzatacak mı, hep birlikte göreceğiz. Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da iki burjuva cephe arasında gerici bir rekabet söz konusu. Bir tarafta merkezinde Erdoğan ve Bahçeli’nin durduğu faşist Cumhur İttifakı diğer tarafta merkezinde Kılıçdaroğlu ve Akşener’in yer aldığı gerici Millet ittifakı.

‘MİLLET İTTİFAKININ KUYRUĞUNA TAKILDILAR’
Ne yazık ki devrimciler, demokratlar, yurtseverler cumhurbaşkanlığı seçimi için üçüncü cepheyi kuramadılar, büyük çoğunluğu Millet ittifakının kuyruğuna takıldı. Milletvekili seçimlerinde ise üçüncü cephe rolünü oynayacak, devrimciler ve yurtseverler Kürt, Türk, Arap halklarının politik özgürlük mücadelesini seçim meydanlarında yürütecekler. 20 yıllık Erdoğan iktidarı işçiler, emekçiler, kadınlar, alevi halkı ve Kürt halkımız için yoksulluk ve zulümden başka bir sonuç ortaya çıkarmadı. Sadece Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da değil, dış siyasette de Erdoğan gerici ve saldırgan, ırkçı ve sömürgeci siyaseti ile savaş, işgal, talan gerçekleştirmediği bölge kalmadı.

‘İŞLEDİKLERİ SUÇLARIN HESABINI MUTLAKA VERECEKLER’
Suriye’den Libya’ya, Rojava’dan Başur Kürdistan’a, Ermenistan’dan Afganistan’a ve Sudan’a savaş kışkırtıcılığı, işgal saldırısı, toplu katliamlar, kimyasal silah saldırıları, suikastlar, hırsızlık ve talan, el koyma, tecavüz gibi insanlığa karşı suçlar ve çok sayıda savaş suçları işledi. Türk ordusu ve MİT eliyle ve desteklediği çetelerle Suriye’de ve Libya’da büyük toplumsal kıyım ve katliamlara yol açtı. Kürt halkına karşı yürüttüğü inkarcı, soykırımcı ve sömürgeci savaşla TC ve Osmanlı tarihinin en büyük Kürt düşmanı olarak öne çıktı. Kürt partilerini kapattı, parti yöneticilerini ve Kürt vekilleri tutukladı, belediyelerin seçilmiş başkanlarını uzaklaştırdı, yerlerine vali ve kaymakamları atadı, devrimci ve demokrat kurumları tasfiye etti, binlerce Kürt yurtseveri hapse attı, siyasi tutsakları zindanda tecrit altına aldı, sokaklarda yargısız infazlarla devrimcileri, yurtseverleri, Kürt gençlerini katletti. Medya Savunma Alanı’na işgal saldırısı başlattı. Devrimci önderleri ve komutanları, Rojava devriminin öncülerini SİHA saldırıları ile öldürdü. Tüm bunlarla birlikte Kürt halkına ve devrimcilere karşı işlediği suçların hesabını mutlaka verecek.

‘HALKLARI İNSANLIK DIŞI KOŞULLARDA YAŞAMAYA MAHKUM ETTİLER’
AKP-Erdoğan saray diktatörlüğü Suriye iç savaşına dahil oldu ve önce El Nusra ve DAİŞ, sonra SMO ve yine El Nusra çeteleri ile İdlib’den Efrin’e, Azaz’dan Cerablus’a, Girespi’den Serekaniye’ye kadar Suriye ve Rojava topraklarını işgal altına aldı. Tüm birikmiş zenginliklere el koydu, fabrikaları, makinaları, toprakları talan etti. Suriye’den Türkiye’ye göç eden zorunlu göçmenleri uyuşturucu ve seks köleliği mafyalarına teslim etti. Türk kapitalistleri, Arap ve Kürt göçerleri köle gibi ucuza çalıştırdılar. Irkçı saldırılara uğrattılar. Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da insanlık dışı koşullarda yaşamaya mahkum ettiler.

‘KILIÇDAROĞLU HALKLARIMIZ İÇİN SEÇENEK DEĞİLDİR’
Diğer tarafta Millet ittifakının işçi ve emekçi, yoksul ve ezilen halklarımıza AKP’den daha iyi bir yaşam sunmayacağı açıktır. İşbirlikçi Türk kapitalistlerinin, Avrupa Birliği ve ABD’nin desteğini alan bu ittifak emperyalistlere ve burjuvalara hizmet edecek. Rojava ve Suriye’de işgale devam edecek, Kürt halkını inkar ve imha çizgisini sürdürecek. Halklarımızın politik özgürlük taleplerine kulaklarını tıkayacak. Görüldüğü gibi her iki burjuva ittifak da halk düşmanı, kadın düşmanı ve Kürt düşmanı ittifaklardır. Cumhurbaşkanı adayı olarak Kılıçdaroğlu’nun sömürgeci faşist Türk devletini restore etmekten başka bir programı yoktur. Yüz yıllık TC tarihi Kürt halkımıza ve ezilenlere yoksulluk, zulüm ve katliamdan başka bir şey vermedi. Bundan sonra da verebileceği bir şey yoktur. O nedenle ne Erdoğan ne de Kılıçdaroğlu halklarımız için bir seçenek değildir.

‘YAŞASIN DEVRİM YAŞASIN SOSYALİZM’
Emek ve Özgürlük ittifakının milletvekili adaylarını desteklemek birleşik mücadeleye katkı yapacaktır. Bunun yanı sıra Kuzey Kürdistanlı Kürt halkımız, Rojava ve Suriyeli Arap ve Kürt göçmen halkımız ulusal kurtuluş ve onurlu bir yaşam için sömürgeci faşist rejimi yıkacak güçlü mücadelelere atılmalıdır. Rojava devrimi halklarımız için devrimci yolu gösteriyor; demokrasi, siyasal özgürlük, ulusal kurtuluş ve onurlu yaşam için meydanlarda, sokaklarda, dağlarda mücadeleyi büyütmekten başka yol yoktur. TKŞ olarak, Türkiye ve Bakur Kürdistan halklarımıza en devrimci selamlarımızı gönderiyor, depremde yakınlarını kaybeden emekçi dostlarımıza başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz. Acınızı yürekten hissettiğimizi bilmenizi istiyoruz. Eşitlik ve özgürlük temelinde bir bölge inşa edeceğimize inancımız tamdır. Kahrolsun sömürgeci faşist erkek egemen AKP-MHP faşist diktatörlüğü! Yaşasın Türk, Kürt, Arap, Ermeni, Süryani, Türkmen halklarımızın devrimci mücadele birliği! Yaşasın demokratik Ortadoğu Federasyonu! Yaşasın devrim yaşasın sosyalizm.”

Tags: , , ,


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑