Makaleler

Published on Şubat 7th, 2024

0

Gözlerimiz yine saat 04.17’ye takılı kaldı! | Gül Güzel


Acının gerçek adı, büyüklüğü ve rengi daha tespit edilmedi ama onu yaşayanlar bir daha hiç unutamıyorlar. Çünkü acı her an kendini yineleyip, tekrarlayabilen bir şey…

Gözleri uykusuzluktan yorgun, ağlamaktan kızarmış. Onları saklamak için başını göğsüne doğru eğerek, görmemizi engelleme çalışıyor. Dizlerinin üzerinde birbirine kenetlenen elleri ise çaresizliğini bazen dile getirmek için kısaca yanlara açılıyor…

Büyük felaket, afet, depreme karışan uygunsuz yapılan yapılar ve yaklaşık yüzbin kişinin betonlar arasında kalıp, can vermesinin yıldönümü. 6 Şubat 2023, saat 04.17, Maraş merkezli Devlet tedbirsizliğinden doğan deprem katliamı!

Bizler ne kadar konuşup, yazsak da o zulmü yaşayanlar en yalın haliyle, abartmadan hatta eksik yönleriyle anlatıyorlar. Bu süreci yaşayan, aynı evden 8 kişinin cenazelerinin yıkıklar altında çıkarılmaması travması ile sarsılan bir ruh ve beden,’’biz o binada komşu değil, akraba gibi yaşıyorduk. O anı unutmak mümkün değil. Sanki şimdi yeniden o anı yaşayacakmışız gibi korkulardan kurtulamıyorum. Eşim de öyle…Gecenin ilk depremini hisseden komşumuz, o haliyle şimdi de gözlerimin önünden gitmiyor. Bizleri uyandırıp, sokağa çıkmamız için üzerindeki kilot ve atletiyle bağıra-bağıra hepimizin kapı zillerine basıyordu. Biz durumu daha pek anlamadan saat 04.17 ve herşey bir gürleme ile sallanıp, yıkılmaya başladı. Bizler telaş içinde arabamıza koşup arkamıza bakınca, bina yalnız yıkılmıyor; aynı zamanda yanmaya da başlamıştı. Hepimizden birileri, binanın içinde yıkıkların altında kalırken; bir de çıkan ateş ile herşey yanmaya başladı…!!! Öncesinden ve sonrasından da yalnızdık, yalnız bırakılmıştık hem Devlet hem Allah bizi unutmuştu. Şimdi yıldönümü yaklaşırken günlerdir korkudan uyuyamıyoruz. Sanki yine aynı şeyler olacak ve orada kalan birkaç akrabamız da yıkıklar altında kalacak… En zoru ise, bizim hiç bir zaman ne olduklarını, nerede kaldıklarını bilemediğimiz ailemizden 8 kişinin yıkıklar altında çıkarılmayan cenazeleri. Bu durum bizleri her yerde izliyor. Eğer o cenazelerimiz çıkarılıp, defnedilselerdi bizler bugün bu kadar acı, travma yaşamayacaktık. Hem insanlarımızı hem de bütün maddi varlıklarımızı kaybettik. Şimdi hiçbir şeyimiz yok artık…’’

Hem evsiz, em yurtsuz kaldılar!

O, deprem mağduru olarak Almanya’ya mülteci gelen 3 kişilik bir ailenin ferdi. Burada olmaları da onların yaşadıkları psikolojik sorunlarına ve travmalarına derman olmuyor. Çünkü geldiklerinden beri kaldıkları mülteci kamplarında da sorunları katmerleşiyor. Kaldıkları mülteci yurdunda 3 kişi tek odada kalıyorlar. Aynı kattaki komşusu da o depremde kızını kaybeden bir aile. O yüzden birbirlerini her gördüklerinde dertleri depreşiyor. Bunun yanısıra yurtta herkesin ortak kullandığı mutfak, banya ve tuvalet bütün olumsuzluklarıyla güncel yaşamlarına aksediyor. Gece çocukları tuvalete götürmek için 2 kat aşağı inmeleri ve yine yemek pişirmek veya banyo yapmak için de…Kapanmayan deprem yıkımları ile her an yeniden kanayan yaralar nedeniyle gittikleri Almanca kurslarında da birşey anlamıyor, öğrenemiyorlar. Dil öğrenemedikleri için herhangi bir meslek yapmaları da imkansızlaşınca; yurtdışı edilme korkusu da deprem gibi beyinlerini işgal ediyor. Velhasıl mağduriyetin getirdiği mağduriyetler zinciri Maraş merkezli, 6 Şubat 2023 Depremi farklı şekilleriyle yaşamda kalabilen insanların yakasından düşmüyor…

Son söz olarak diyebileceğim tek bir cümle var: Umudu gülüşlerinde, insaniyeti özünde, çareyi yüreğinde yaratabilen herkes, 6 Şubat 2023 Depremzedeleriyle dayanışma içerisinde olabilmeli. 


Kadının Kaleminden: Gül Güzel – 07.02.2023

Tags: ,


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑