..." /> Kürdistan ve evrensel kadın özgürlük mücadelesi devrimcilerine mektup | Gül Güzel

Makaleler

Published on Ocak 9th, 2024

0

Kürdistan ve evrensel kadın özgürlük mücadelesi devrimcilerine mektup | Gül Güzel


Kürdistan ve evrensel kadın özgürlük mücadelesi devrimcileri Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’e mektup


Son senelerde yüzbinlerce siyasi aktivistin gönderilen kart veya mektuplar yüzünden infazlarının yakıldığını, hücreye varan çeşitli disiplin cezalarına çarptırıldığını büyük bir üzüntü ve isyanla izliyoruz. Bu sorunları göz önünde bulundurarak son aylarda cezaevlerine pek kart veya mektup yazmamaya karar verdim. Yazdıklarımın çoğu da bazı keyfi uygulamalarla geri iade ediliyor veya şahsa verilmiyor. O yüzden adresiz mektup yazmak fikrine itaat ederek; bu seferlik yazılı cevap veremeyeceklerini bildiğim Sakine Cansız, Fidan Doğan, Leyla Şaylemez’e katledilişlerinin 11. Yılında yazmaya karar verdim…

Her üç şehit kadın arkadaşımla bulunduğum değişik ortamlardaki anılarımın verdiği hüzün beni çok derinden etkilese de…Leyla’nın gülerken gencecik yüzündeki gamzeleri ve ışık dolu gözleri hafızamda dip duru. Diyarbakır/Amed Sosyal ökolojik yaşam projesindeki heyecanlı koşuşturması ve bir o kadar da mütevaziliği dünkü gibi değil; bugünkü gibi belleğimde canlı. Çok genç ve göremeyeceği onurlu özgürlük günlerinin koşuşturması içindeydi aynı Sakine ve Fidan arkadaşları gibi…Ama şimdilik bu konudaki anılarıma ara vererek, her üçüne kısa bir mektup yazmak istiyorum. Adresleri bende gizli kalsın misali…  

Sevgili Sakine, Fidan ve Leyla, bütün ruhumuz, bedenimiz, yüreğimiz 11 yıldır gidişinizin ardında param-parça. Yüreğimiz kanıyor, mantığımız almıyor, bedenimiz dayanmıyor acınıza… Sizleri toprağa değil; yüreklerimize gömdük.

Sizlerin katledilmeniz bütün basın ve medya haberlerinde, ‘’9 Ocak 2013 ve üç özgürlük mücadelecisi, devrimci kadın Sakine Cansız(Sara) ve genç mücadele arkadaşları Fidan Doğan(Rojbin) ile Leyla Şaylemez(Ronahi) Fransa’nın Paris şehrinde hunharca katledildiler’’ başlıkları altında verilirken, devamla,’’bu katliam başta tüm Kadınlara, özelde de kürt kadınına yapılan bir karliamdır. Onun için, her kürt kadını, SAKİNE’leştirecektir. Ama onlar ölmedi, onlar yüreklerimize gömüldüler, orada edebiyen yaşayacaklar. Dersim’in yiğit kızı Sakine, senin ideolojin olan Kürdistan ve Kürt Kadının özgürleşmesi mücadelesi yeni bir güç ve iradeyle devam edecek… nasıl ki, işkenceci Esat Oktay Yildiran’ın yüzüne yüzüne tükürdüysen, senin yoldaşların da inkarın, imhanın, zalimin, katillerin karşısında eğilmeden, senin direniş, devrim yolunu izleyecekler’’ şeklinde devam eden haber yorumları.

            Sevgili Sakine, Fidan ve Leyla düşmanlar sizin silahlı savaş araç ve gereçlerinden daha güçlü olan devrimci yürek ve beyinlerinizin onurlu, gururlu gücünden korktular, çok korktular…öyle çok korktular ki, bu güçlü devrimci mücadelenize sizin yaşamınızı kurban ettiler; hunharca, adi ve alçakça katlettiler. Bu kara acı karşısında beyinlerimiz hala ağlıyor, yüreklerimiz ağlıyor, gözlerimiz ağlıyor ve binlerce kez kendi-kendimize and ediyoruz ki, sizin uğruna canınızı feda ettiğiniz  ONURLU ÖZGÜRLÜĞÜMÜZE kavuşana dek, izinizde mücadele ederek, yürüyeceğiz. Bu da bizlerin, hayallerinizi gerçekleştirme borcumuz olsun SİZE. Biz biliyoruz ki, ne zaman bizler bu özgürlük, bağımsızlık mücadelesini gerçekleştirirsek, o zaman Sizin ruhlarınız şad olacak. Bizler, bu bilinç ve amaçla mücadelenizi sürdürecek, kanınızı yerde bırakmayacağız.

            Sevgili Hevala Sakine, Fidan ve Leyla, bütün bu vaadleri veren sözlerin sahibi olan bu yürekler, acınıza nasıl dayanacak bilemiyoruz ama, teselliyi de yine sizlerin verdiğiniz onurlu, azimli, cesaretli mücadelenizden alıyoruz. Sizlere yapılan katliam, aslında bütün devrimcilere, özellikle de biz kadınlara yapılmıştır. Biz kadınlar, bunu böyle anlıyor ve okuyoruz. Onun için, bu anlayış ve zihniyete karşı mücadele edeceğiz. Naaşlarınız önünde Size Özgürlük zaferi sözü veriyoruz. Sizlere verdiğimiz bu söz ve vaadleri, evrensel gökkuşağı kubbesine yolluyoruz. Bu kadar büyük acının, o denli büyük özgürlük başarısı getireceği realitesine inanıyoruz.

Bu kadar acılı bir sürecin içindeyken, kalemden kağıda şimdilik ancak bunlar dökülüyor. Sizlere yazacağız, hem de çok yazacağız. Gelişmeleri, Rojava Kadın Devrimi başarılarını ve özgürlük kazanımlarını… Sizleri hiç ama hiç habersiz bırakmıyacağız özgürlüğe dair gelişmelerden.

            Sevgili Sakine sen,‘’Partiya Karkeren Kürdistan, halkın umudunu, dinamiklerini yaratandır. Kürt hakının özgürlük çözümüdür’’ diyordun bütün mütevaziliğn, zekiliğin ve sınırsız korkusuzluğunla. Seni sana anlatmak çok zor. Çünkü sen zerafetin, güzelliğin, mütevaziliğin, hoşgörülüğün, diz çöktürülmeyen asiliğin, devrimciliğin, erişilmezliğin, bilgeliğin ve kadınca kadın olmanın kalesi olma sembollerinin simgesisin. Onun için, her kes seni kendince seviyor, sayıyor, anıyor, örnek alıyor ve yine her kes kendince seni yüreğine- bağrına basıyor. Sen verdiğin onurlu, gururlu, inançlı kararlı duruş ve mücadelenle her kese, SENİ kendince sevmeyi, saymayı, anmayı, örnek almayı benimsettin. Ve o yüzden devrimci mücadelenin temellerini nasıl sağlam kurduysan, 12 Ocak 2013’te seninle vedalaşmak için Parise gelen, sayıları yüzelli binlere varan, bütün dil, inanç, cinsler ve sömürülen, inkar, imha edilen, her kes birlikte senin izinde devrimci mücadelede birleşmek için, güç birliğine, yine senin huzurunda söz verdiler. Yani ebebi yolculuğuna giderken de, uğruna katledildiğin devrimcilik mücadeleni, halkların birlik- beraberlik mücadelesine evirdin. Onlar, bu devralmayı sana söz vererek, severek, isteyerek, gönül bağı ve iradeyle yaptılar. En başta da Kürdistan kadını, Sana bu devrimci mücadeleni omuzlayacağı sözünü canı-gönülden Paris sokaklarında haykırarak verdi. Senin, ‘’Ben bütün gücümü kadınlardan alıyorum’’ dediğin gibi, bizler de, senin ölümsüzlüğünü yaşatacak, emellerini gerçekleştirmek için daha daha çok mücadele edeceğiz. Sen, Sizler rahat uyuyun. Bugün duygularımız kabarık, acımız büyük. Ama tutkularınla bağlandığın mücadelenin neferleri olacak, Seni, Sizleri ve Bizleri özgürleştireceğiz… diyoruz ki, gün Ayağa Kalkma Günüdür. Sizlere bağlılımız gereği, anılarınıza bağlılığımız gereği de mücadelenizi daha görkemli bir şekilde sürdüreceğiz. Jin Jiyan Azadi mücadelemizle, Kürt halkı ve evrensel düzeyde kadınlar özgürleşecek. İşte o zaman acımız, yasımız belki biraz dinecek…Söylenmemiş bir başka türküdür bu. Biraz ateş, biraz çelik, biraz su bu toprağın özgürlük tutkusudur! Kısacası KADIN olarak inkarcı, imhacı sistemleri değiştirmeye yeniden yazmaya adayız!

Bir dahaki mektuba kadar Kürdistan’ın renkli çiçekleri içinde, yıldızların ışığında olun…

Bir dahaki mektuba bırakmadan sizinle bir bilgiyi paylaşma gereği de duydum. Sizin katiliniz, MİT elemanı Ömer Güney 2017’de yapılacak duruşmaya büyük bir heyecan ile hazırlanırken, 17 aralık 2016 tarihinde Paris Pitie-Salpetriere hastahanesinde öldüğü duyuruldu. Ancak cenazesine dair hiçbir bilgi paylaşılımı olmadı ve kimse görmedi. Aynı şekilde hani size ağıtlar yakan sanatçı Mir Perwer(Şirin Aydın) ile Ewin Goyi(Emine Kara), Abdurrahman Kızıl’ı 23 Aralık 2022’de katleden Fransız William Malet’in de 17 Aralık 2023’te öldüğü açıklandı…Demem o ki, devlet sırrı denilen sistemler, işlettikleri katliamlar zinciri gizliliğine, kendi katillerini de öldürerek devam ediyorlar!!!


Kadının Kaleminden: Gül Güzel – 09.01.2024

Tags: ,


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑