Makaleler

Published on Ocak 16th, 2024

0

Sonuçta her türlü koşula karşı direniyoruz! | Gül Güzel


Koblenz Cezaeinden mektubunu aldığım Özgür Aydın’a dair birşeyler yazmak isterken aklıma 1920- 1994 yılları arası Amerikalı Şair ve yazar Charles Bukowski’nin bir yazısı geldi,’’Tanrıya inanlar için, büyük sorunların çoğu cevaplandı. Ancak bu tanrı formülünü kolaylıkla kabul edemeyen bizler için, büyük cevaplar taşa yazılmış gibi kalıcı ve kesin kalmaz. Yeni koşullara ve keşiflere adapte oluruz. Biz esneğiz. Aşkın bir emir ya da inancın bir hüküm olmaya ihtiyacı yok. Bira içmek için buradayız. Savaşı öldürmek için buradayız. Tuhaflıklara gülmek ve hayatlarımızı, ölüm bizi almaya geldiğinde onu ürkütecek kadar iyi yaşamak için buradayız. Bize, hepimiz farklı sebeplerle ya da aynı sebeple burada olduğumuzu söyleyecek tüm o bilge adamların ve kadınların sözlerini okumak için buradayız’’ diyor ve siz değerli okurlarımızı,Koblenz Cezaevinden yazan Özgür Aydın’ın el yazısını okumakta oldukça zorlandığım mektubuyla başbaşa bırakıyorum.

Merhaba Gül Heval,

Nasılsın, iyimisin? Umarım iyisindir. Valla yazımın iyi olmadığını biliyorum. Bu biraz da hızlı yazma alışkanlığımdan kaynaklıdır. Sizin oralarda havalar bayağı soğukmuş. Burada fazla soğuk değil. 7-10 derece arası değişiyor.

Süreci imkanlar dahilinde izleyip, anlamaya – kavramaya çalışıyorum. Uzun yıllardır devam eden Kürt soykırımı siyaseti, çok güçlü ve bütünlüklü bir devlet politikası imajı ile götürülmeye çalışılıyor. Hepimiz de bu alçaklığın oldukça bilincindeyiz. Yalnız işte havalar kapalı olunca, görüş mesafesi düşünce,’’bu güçlü ve bütünlüklü’’ devlet imajı yerle bir olabiliyor😊) Allak-bullak olup kayış atıyorlar. Aciz bir şekilde ağızlarından iğrenç küfür, salyalar akıyor. En kolay yapabildikleri demokratik siyaset kurumunu tehdit etmek ve korkutmaya çalışmak oluyor. Hele ki, o benamus Bahçeli denen hortlak suratlı adam tam bir müsvedde. Ona motor bahçeli diyorum ben. Nedenini burda yazmıyorum😊)

İşin esprisi bir yana onlar için denizin bittiği yer görünüyor. Kendi kayıplarını nasıl saklamaya çalıştıklarını umarım kendi toplumları da tartışmaya, görmeye başlıyordur. Bizim için mücadele yılları herzaman zorlu ve ağır bedellerin ödendiği bir süreç olarak devam etti. Bundan sonrası için de böylesi bir süreç devam edeceğe benziyor. Koskoca bir halkın önderliği üzerinde acımasızca bir tecrit uygulanıyor. Ama kendisini demokrasi ve insan hakları adresi ve pınarı olarak tanımlayan Avrupa’lı kurumlardan bir tık bile çıkmıyor; en ufak bir eleştiri dahi yapılmıyor. Oldukça utanç verici bir durum bu onlar için. Umuyoruz ki, tarih karşısında bu utanç duyulacak, sinsiliklerinin hesabını tüm insanlığa verebileceklerdir.

Bu süreçte Reyber APO üzerindeki tecriti tam anlamıyla kıracak bir mücadeleyi yürütüp başarıya ulaştırmak herkes için önemli bir sorumluluk. Ülkedeki cezaevlerinden alınması gereken mesaj bence ilk başta halkımız ve dostlarımız için geçerli olmaktadır. Örneğin, ülkedeki demokrat ve sol bakışlı olduğunu iddia edenler, ülkedeki bütün örgütlü kötülüklerin devlet eliyle geliştirildiğini, eğer herhangi bir düzelme ve normalleşmeden bahsedeceklerse, bunun tecritin kaldırılmasıyla mümkün olabileceğini görmeleri gerekiyor. Ama gerçekten bu durum biraz sıkıntılı ve sancılı geçecek gibi görünüyor.

Ama ben önümüzdeki dönemde çok daha güçlü bir siyasi ivme yakalayacağımızı ve bunun da Türkiye’dedki donmuş beyinlerin buzlarını da eriteceğine inanıyorum.

Yani Cezaevlerindeki arkadaşlara mektup yazmak gerçekten önemli. Hele ki bizim gibi günün 23 saatini tek başına bir odada geçiren insanlar için gerçekten çok sevindirici bir durum olduğunu söylemek gerek. Sonuçta her türlü koşula karşı direniyoruz, kendimizi, düşüncelerimizi, hayallerimizi yeniden tanımlamaya ve geliştirmeye çalışıyoruz. Gayet insani bir tutum bizimkisi. Geçenlerde mahkemeden bir kağıt gelmiş. ‘’İşte hala düşüncelerimden vazgeçemediğim veya vazgeçmediğim için ziyaretime gelen insanlarla tokalaşmama izin verilmeme sürecinin devam ettirilmesi kararı almışlar’’. İlginç gerçekten☹( bence insana bakış açılarının çok somut bir göstergesi.

Gönderdiğin kartlar, resimler için teşekkürler. Zannedersem seninle birkez sizin o taraflarda karşılaştık. Öyle aklımda kalmış.

Sen de kendine çok iyi bak, sağlığına dikkat et. Soran herkese çok selamlarımı söylersin.

Görüşmek üzere hoşçakal, yeni yılın kutlu olsun.

Özgür Aydın, 29.12.2023, JVA – Simmernerstr. 14, 56075 Koblenz


Kadının Kaleminden: Gül Güzel – 16.01.2024

Tags: ,


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑